“ben herkesin gerçeği kendi başına bulması gerektiğine inanırım.. filmlerimin hiçbir zaman bir sonu olmamasının nedeni de bu.. asla basit çözümleri olmaz.. sonucu olan bir hikaye anlatmanın (sözcüğün gerçek anlamıyla) ahlakdışı olduğunu düşünüyorum.. çünkü perdeden bir çözüm sunduğunuzda, seyirciyi olayın dışında bırakmış oluyorsunuz.. çünkü onların hayatlarında ‘çözüm’ yoktur.. bence sözgelimi, bir adamın öyküsünü sunmak daha ahlaklı ve önemlidir.. sonra herkes kendi duyarlılığı ve içsel gelişimi temelinde kendine ait bir çözüm bulmaya çalışabilir..”
“filmlerime uygulayabileceğiniz en iyi biçimci felsefe, uygulanabilecek biçimci bir felsefenin olmayışıdır.. bir adamın filmi o adamın çıplak hali gibidir –hiçbir şey gizlenemez.. filmlerimde dürüst olmalıyım..”
“görsel olarak çoğu kez gösteri, risk ve gerçeğin bir karışımı olan sirk hayatının temalarından faydalandım.. benim karakterlerim genellikle biraz tuhaftırlar.. sokakta genellikle bir parça sıra dışı ya da yersiz gördüğüm ya da fiziksel ya da ruhsal sıkıntısı olan insanlarla konuşurum.. bütün bu unsurlar benim bir parçamı oluşturduğundan, onları filmlerime katmamak için bir neden göremiyorum..”
“bir filmi ‘anlama’ fikrini sevmiyorum.. rasyonel kavrayışın herhangi bir sanat yapıtının kabulünde temel bir öğe olduğuna inanmıyorum.. bir filmin size söyleyecek bir şeyleri ya vardır ya da yoktur.. eğer onun tarafından dürtülüyorsanız, size açıklanmasına ihtiyacınız yoktur.. eğer sizi dürten bir şey yoksa hiçbir açıklama bunu sağlayamaz..”
FEDERICO FELLINI..
“ALTI AVRUPALI YÖNETMEN..” , PETER HARCOURT , Türkçesi : ÖZGE ÖZDÜZEN, ONUR YUSUFOĞLU, DORUK Yayınları, 2007, 302 Sayfa..